27 Ekim 2010 Çarşamba

Islatılıp Dövülmek İsteyen Adam

Ohhhh, mis gibi donuma kadar ıslandım. Mado'da Ali kardeşimle içtim bir güzel kahvemi, hunharca yağan yağmur altında koskocaman bir kavis yaptım Ziraat Bankasının oraya doğru, sonra Çoban Mustafa Paşa Camiinin ordan evime döndüm. Eve gider gitmez tartıldım, 3 kilo fazlam var. O derece ıslandım yani. Arada gerekiyormuş, keyfime diyecek yok şu anda.

Aslında sıkı giyinmiştim ama öyle bir yağmur var ki, içerden ıslandım. Ben öyle tosbağa gibi kafamı bedenime sokmaya çalışmıyorum yağmurda. Bir dakika... İçerden ıslanmak biraz kötü bir tabir oldu. Şimdi yağmur yukarıdan yağdığı içün; patır kütür kafamın üstüne düşüp iyice saçlara bir yedirdi suyu. Sonra kulaklardan burunlardan enseden doğru montun içine sızmaya başladı, arkasından sırtımdan belime doğru akarak dona doğru ilerledi. İçerden ıslanmak derken kastettiğim budur efendim.

Her ne kadar belediyeciğimiz çalışsa da, efenim 5 ışıkyılı yağmur kanalı döşedik diye hava atsalar da normal seviyede yağan yağmurda bile ayak bileğine geliyor yol ortasındaki su. Buruştu ayağımın tabanı 3 saat banyo yapmışım gibi. Bebek ayağı gibi oldu. Ayağımın altını gıdıkladım bebek refleksi verecek miyim acaba diye ama gayet 26 yaşında adam tepkisi verdim: "N'apıyorum lan ben manyak mıyım akşam akşam?"

İnsanın kafasına kafasına yağmur inmesi strese çok iyi geliyor bak, aklınızda bulunsun. Çatır çutur patlıyor ya kafanızda; dayak yiyormuşsunuz gibi hissettirip bedeni rahatlatıyor. Şimdi artistlik yapmayın, hepiniz ara sıra dayak yemek istiyorsunuz. Gerginlik alır deneyin. Ben dayak yemeyeli yıllar oldu ama kaşınıyorum bu aralar mesela. Atar yapıyorum, gider yapıyorum ki kalabalık gruplara, taşlarla sopalarla dalsınlar bana ağzımın burnumun yerini değiştirsinler diye lakin adamlar da diyor ki "Ulan 5 kişiyiz herif bize gider yapıyor bir bildiği var herhalde, uzayalım hafiften." Vallahi bi numara yok oğlum bende. Karşılık vermeyeceğim, cidden bak.

Bir dahaki yağmur yürüyüşümde polislerden bir hareket bekliyorum. Yani polisleri bir şekilde kızdırıp kendimi dövdürmek güzel olur ama adli bir vaka olmasın, sicilime işlenmesin. O tarzda bir sinir bozma hareketi. Copla dövsünler falan. Cop kırılıyor mu? Kırılıyorsa sırtımda kırılmasını tolere edebilirim. Yüzüme vurmasınlar ama. Haa, dur bak; aklıma geldi de polisler bu işin eğitimini aldığı için can yanmasından daha ölümcül sonuçlar ortaya çıkabilir. Bir fitness salonunun önüne mevzileneyim en iyisi ben. Çıkanlara laf atıp sarkıntılık edeyim. Hafiften başlar, önce kadınlar belli bir yere kadar vurur, sonra çevre halkının da katılımıyla bir şölene dönebilir yediğim dayak. Bak bu güzel oldu Zekeriya. Gelsene yarın akşam, bir deneyelim.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder