11 Mart 2023 Cumartesi

Mağdure Hanım ve Mahdumları


Efendim gün geçmiyor ki Türkiye'de bir kesim mağdur olmasın. Tek tek oturup örneklerini saymaya gerek yok, çok ünlü bir yolsuzluk davasını, yolsuzluğu yaptığı halde yanına kar kalanlar "Bizim günah işleme özgürlüğümüzü nasıl elimizden alırsınız" diyerek dört başı mamur bir mağduriyete dönüştürmüştü. Şimdi yeni bir mağduriyet var; ehliyetine el konanlar. Şaşırtıcı mı? Tabii ki hayır. Hatta geç bile kalınmış; katile tecavüzcüye birkaç yılda bir af çıkarıldığı, terör örgütü yöneticilerinin televizyonlarda programlara çıktığı bir ülkede gerçekten mağdur sayılabilirler.

Şu bir gerçek ki her zaman devletin paraya ve hükümetin oya ihtiyacı vardır. Şu da ayrı bir Türkiye gerçeğidir ki devlet parayı üst gelir grubu haricindeki kesimlere kestiği vergi ve cezalarla elde ederken hükümet de bu cezaların bir kısmını almayarak veya topladığı paraların cebe indirilen kısmı haricindekileri farklı kesimlere dağıtarak oy kaynağını besler. Bu kez farklı olan, halk
ın arsız bir çocuk gibi artık bunu dillendirecek seviyeye gelmiş olması. Malum, ağlamayana meme yok.

Mağdurlarımız mağdur oldukları kadar mağrur aynı zamanda. İçlerinden bazılarını affedilemez olarak belirlemişler ve demişler ki "bunları affetmeseniz de olur". Belki de o haltları yiyenler odanın bir köşesine çöküp kendi dizlerine sarılıp öne arkaya gidip gelerek ağlarken "Biz affedilmeyi haketmiyoruz, Allah bizim belamızı versin" diyerek bu kararı vermişlerdir. Bu arkadaşlar "ölümlü
kazaya sebebiyet verenler":

"Bir defaya mahsus olmak üzere ölümlü kazaya sebebiyet vermemiş şoförler için af çıkarılmasını talep ediliyor". (TGRT ve Cem Küçük'e tebrikler, imlaları oldukça düzelmiş. Ne demek istedikleri hakkında bir fikrimiz oluşabiliyor en azından).

"Alkollü araç kullanma sebebiyle el konulan ehliyetlere af gelip gelmeyeceği konusunda net bir bilgi bulunmuyor." (Yani bu konudaki kararlarını Twitter ve TikTok'taki tepkilere göre verecekler).

  • "Ehliyete El Konulan Durumlar:
  • Alkollü araç kullanmak
  • Ehliyetin geçerlilik süresinin dolması
  • Hız sınırının aşılması
  • Ölüme sebebiyet veren kazaya karışmış olmak
  • 100 ceza puanına ulaşmak
  • Uyuşturucu kullanmış olmak
  • Stajyer sürücü olarak kural ihlali yapmak
  • Sağlık durumunun bozulması"


Evet efendim, şimdi tüm bunlar içinde ölümlü kazaya karışanları Allah kahretsin diyoruz, alkollü araç kullananları da pazarlığa konu ediyoruz. Mesela, hız sınırını %10 aşıp bir yayaya (şaşaşa) çarparak öldüren bir kişi için tabii ki iyi konuşacak halimiz yok lakin hız sınırını iki kat aşıp, çarptığı yayayı (şaşaşı) sadece yatağa mahkum eden birini de bir katille bir tutmayalım değil mi? uyuşturucu konusunu da tartışma gereği görmüyorum; uyuşturucuyla alkol bir mi? Hem o uyuşturucu değil pudra şekeri de olabilir...


İnsanımızın modern hayatın nimetlerinden faydalanırken bu nimetlerden faydalanmak için uyması gereken kuralların etrafından dönmek istemesi aslında bu kadar uzun tanıma gerek duymayan ve "şark kurnazlığı" kelimesiyle vücut bulan bir olgu. İşte tüm bu arkadaşlar için aslında şu sorunun kafalarda o "ampul"ü yakacağını ve tüm tartışmalara nokta koyacak "o" tartışmayı başlatacağını düşünüyorum: Ehliyete ne gerek var ki?

Sıhhatler olsun.