2 Şubat 2012 Perşembe

unutulmayan ilkokul anıları (itüsözlük, 02.08.2010 - 8:47)

her gün bir öncekini aratmayacak kadar temiz dayak yediğim dönemler. ortalama 10 kişilik bir ekip vardı sınıfımda, her tenefüs "hadi oyun oynayalım" ayağına, "bakalım kumuyebo'yu bugün ne kadar dövebilecez, acaba bugün ağlatabilecek miyiz kendisini?" merakıyla dalarlardı bana ama bilmedikleri, ağladığım zaman gözümden yaş gelmediğiydi. aslında her dayak yediğimde ağlardım ben. 4. sınıftan sonra işler değişti, toplu eylemler yerini bireysel şovlara bıraktı. artık tek tek dalıyorlardı bana. karşılık bile vermez, örümcek gibi büzülüp kalırdım. babam bile halime acıyıp burnun hangi bölgesine vurduğumda kırılacağını öğretmeye çalışmıştı bir ara. 5. sınıfın ilk günlerinde, artık beni dövmekten bıkmıştı elemanlar ama beni dövmenin tadına hiç varmamıştı sıra arkadaşım. "lan ben seni hiç dövmedim, ben de dövecem" dedi. "bari sen yapma" dedim. dinlemedi. hayatımın dayağını yedim, her yerim morardı, burnum kanadı falan. sonraki teneffüs beraber kantine gittik, ben yine simit falan ısmarladım buna. ama içim kinle dolmuştu. ertesi gün okula geldim, öğretmen sınıfa gelmeden sıra arkadaşıma "gel bak sana tahtada bişey göstercem" dedim. o tahtanın önünde dikildiği anda evdeki sobanın yanından çantama zulaladığım iki adet ince odunla üzerine çullandım. her tarafına vurdum, bir yandan haykırıp bir yandan da iki göz iki çeşme ağladım.

     

kumuyebo

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder