2 Ekim 2011 Pazar

Cumartesi Gecesi Şeyi

Bugün dayak yiyebilmek için elimden geldiği kadar uğraştım, sağolsun bir tek Turgay beni ödüllendirdi. O da layıkyla değil yalnız belirtmek gerek. Gündüzleri yaşanan enerji patlamasının, gereği yapılmadığında akşam kendini depresyona bırakacağını bildiğimden; sürekli sataşıp durdum. Günün sonunda tabii ki sonbaharın da gelişiyle iyice kendini belli etmeye başlayan depresif havanın da etkisiyle dört başı mamur bir cumartesi gecesi down sendromu yaşıyorum, ne güzel.

Cumartesi günleri Gebze gerçekten (çok pardon) "Allah'ın sktrettiği yer" tanımına uygun davranıyor. Arkadaş, hiçkimse olmadığı gibi yapacak hiçbir şey de yok! Hani bilseydim, en azından bi otobüse atlar, birkaç kişiyle sohbet eder, son durağa vardığım gibi dönüş yoluna koyulurdum. Arada deneyin, gerçekten faydalı oluyor. Olmayınca da olmuyor yani. 30 yaş bunalımındaki kadınlar gibi alışveriş merkezine gidip gerekli gereksiz (tamam tamam; hepsi gereksiz) her şeye dünyanın parasını bayılıyor, elinizde torbalarla sokak sokak dolaşıp kendinizi yan kesecek birini ararmış gibi davranıyorsunuz. Allah'tan erkek olmanın az da olsa avantajı var böyle durumlarda.

Efendim; bir cumartesi akşamında sizi insanları aramak istediğiniz halde aramaktan alıkoyan, büyük ikramiye kazanmış gibi para harcatan, ihtiyacınız olmayan şeyleri alabilmek için ihtiyaç yaratmak amacıyla düşündüren, sokaklarda aptal aptal dolaştıran, "votka mı içsem bira mı?" diye düşünürken kendinizi bir anda eve dönmüş yatsı namazı kılar halde bulduran şey aslında sahip olmayıp da sahipmişsiniz gibi davrandığınız gururunuz. Yani bir tek insanları aramak isteyip de aramamak nelere neden oluyor. Tabii ki piramitin en tepesinde de insanları aramak isteyişinizin nedeni de şu; yalnızlık. Evet, kabul etmek lazım. Artisliğin lüzumu yok.

İnsanlarla konuşmak, sıkıntılarını dinlemek, onlara rehin kalmak ama rehin kalmış gibi davranmamak işe yarar sıkıntılı cumartesi akşamları; kendinize ait sıkıntıları unutmak ve başkalarınınkiler hakkında ahkam kesmek güzel bir tercih olur. Biraz olsun aklınızdan çıkarmak istediğiniz bazı şeyler mutlaka vardır; yoksa normal hayatında da sürekli burada yazdığım gibi şeylerden bahseden insanlarınbir tane bile arkadaşınız kalmaz lakin kendinize de olsa anlatmak lazım sizi dolduran şeyleri.

Anlatılmamış şeyler insanın içinde kaldıkça, ketumluğun sınırlarını siz belirlerken ve etrafınızdakiler tarafından da ketum olarak tanımlanmayan biriyken nefes almak çok kolay olmuyor. Dertsiz tasasız davranmak rolü bir yerden sonra kolaylaşacağı yerde zorlaşıyor ama bırakamıyorsunuz da; meslek aşkı diyelim. Hiç sahip olunmamış zaman mefhumu bilinçaltınızda çöreklenmişse bir de, duble bir zorluk yaşatıyor; yalnızlığın hatırlanmayan başlangıcının yaklaşık yıldönümünü depresyonlar ve dengesizliklerle kutluyorsunuz sağınıza solunuza bakıp da sallanan kollarınızdan başka hiç kimse göremeyince. Sonra o kişileştirilmiş kollar size yarenlik ediyor yiyeceğiniz yemeği hazırlarlayarak. Televizyona bakarken karnınızın üzerinde onlar birleşiyor yalnızlığınızı paylaşmak için, tek başına romantik - dram tadında film izleme gafletine düştüyseniz zaten yaşlı gözleriniz de baskın elinize doğru kayıp beyninizde "Ne kadar da çekiciymiş..." duygusunu uyandıracaktır. Gerçekçi konuşayım dedim.

Yalnızlığı yerinden etmek için tüm unsurlarını ortadan kaldırmak gerektiğini anlamak aylarca bekleyip tecrübe etmeyi gerektiren bir şey değil aslında, gayet açık. Her insan yalnızlığın kendine ait bir tanımına sahiptir (ve bu tanım o kadar öznel ve anlaşılmazdır kiiii, eeee... hmm. anlayamazsınız işte aq!) ve her farklı bireyde yoğunluğu aynıdır. Yani yalnızım yalnızım diye ağlayan zırlayan her birey için diğerleri aslında ellerindekinin farkında değildir, en yalnız kendisidir. Bu durumu değiştiremezsiniz. Elbette ki insanlar yalnızlıklarını sınıflandırırken yanılmaktadırlar ama bunu kendilerine kendilerinden başka kimse kabul ettiremez, bunun için uğraşmak biraz anlamsız olur. Niçin bunları anlattım bilmiyorum ama anlattım işte niçin olduğunu da siz bulun.

Yazıyı bitiresim var ama nasıl bitireceğim konusunda hiçbir fikrim yok. Bitirme konusunda hiç başarılı değilim. O yüzden bu yazı tüm okumayanlara gelsin.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder