13 Kasım 2010 Cumartesi

Lezzet Dudakları - I: Çarşının Ortasındaki Mado

Bu akşam size Gebze Yeni Çarşı'daki Mado'dan sesleniyorum. Aslında uzun zamandır buradan sesleniyorum size ama hiç duyduğunuz falan yok. Kapalı mekan, ondan herhalde. Neyse; yaşadığım kuburvari kentten adımımı dışarı atmayalı bugün tam 5 hafta oldu. Ne güzel 500T'ye binip gidiyordum arkadaşların yanına; hiç olmazsa it gibi sağda solda sürtüyorduk. Her gün aynı sokaklarda gezip aynı yerlerde kahve içeceğime, haftada bir günlüğüne de olsa farklı sokaklarda gezip farklı yerlerde içiyordum aynı kahveyi. Zaten belli bir mekana dadanıp tüketme hastalığım var benim. 1 aydır Mado'dan çıkmıyorum. Ondan önce Ellade'yi tükettim, bir de Pusula'yı. Anlatmaya Mado'dan başlayayım dedim ben de.

Efendim, Gebze'nin Yeni Çarşısının ortasında, Halk Bankasına gelmeden hemen sağda bulunuyor Mado. İki katlı. Üst katında sigara içilebilecek bir balkonumsu kısım da var. O kadar sıcacık bir ortam ki burası, hemen başınızın üzerinden aşağı doğru bakan ısıtıcılar beyninizi kaynatıveriyor içerden. Duvarlardaki Filicori afişleri ve tavandan sarkan sonradan görme bir zevkin ürünü avizeler loş ve basık mekanda içinizi daraltabilir. Alçak, minicik masaları ve kıçınızı sığdırmakta zorlanacağınız koltuklarıyla adeta bir konfor yumağına benzeyen balkon kısmı benim kullandığım tek kısmı Mado'nun; geri kalanı için bir şey söyleyemeyeceğim.

Gelelim menüye. Menü oldukça geniş. Şimdi içindekileri saymanın bir alemi yok, zaten menüdekilerin yüzde seksenini bulamıyorsunuz gittiğinizde. Şu var mı? Yok. Bu var mı? Yok. E bi profiterol ver bari o zaman. İçecekler de ayrı bir konu; latte mi istediniz? Milkshake tadında, soğuk geliyor. En güzeli Türk kahvesi. Öyle bir tantanayla getiriyorlar ki Türk kahvesini, padişah gibi hissediyor insan. Falına bakılamıyor yalnız, nostaljik zarflı fincanlarda geliyor kahve, tabak yok; tepsiyle geliyor. Yanında bir bardak su ve o gün en az hangi tür çikolata satıldıysa ondan koyuluyor bir tane.

Yaklaşık 1 ay daha Mado'ya geleceğim inatla, sen her ne kadar bu durumdan hoşnut olmasan da Zekeriya. Ardından tekrar eski mekanları tüketmeye başlayabiliriz. Gebze'de yaşıyoruz oğlum, gidecek kaç yer var ki?

2 yorum: