7 Mayıs 2010 Cuma

Dokunamama ve Platonik Imık ile İlgili Diğer Saçma Şeyler


Konu aşk olunca insanın eli gitmiyor birşey yazmaya. Ne bileyim, dışarıdan hiç de hoş görünmüyor gibi, kunil hissettiriyor biraz. O yüzden "aşk" yerine "ımık" diyeceğim. "Aşık" için de "ığmık" iyi gibi sanki.

Imık beni uzun süre önce terkeden bir duygu. Yani öyleydi. Belki hala geri gelmedi. Belki de hiç gelmemiş olabilir. Var olup olmadığını bile anlayamadığım bir hal. Midede bir ağırlık, kalpte çarpıntı, iştah kesilmesi, kabızlık, mala bağlama, odaklanma eksikliği gibi yan etkilere de sahip. Tabi eğer ığmık olduğunuzu düşünüyorsanız. Yani aklınızda karşı cinsten kimse yoksa eğer, aynı anda hem ülser, hem hipertansiyon, hem anorexia nervosa, hem konstipasyon, hem depresyon rahatsızlıklarını bünyenizde bulundurmak suretiyle herhalde bir yıl kadar hastanede yatmanızı gerektirecek bir sorununuz var demektir ama ımık için bir ilaç, doktor veya hastane günümüzde mevcut değil.

Imığın bende bıraktığı his her defasında arttı; o yüzden ığmık olup olmadığımdan emin olamadım veya her yeni dönemde "Herhalde ığmık oldum, ama geçen sefer bu kadar kötü hissetmemiştim; demek ki geçen seferki ımık değilmiş" dedirtiyor bana. Bu seferki çok fena vurdu yalnız, öyle böyle değil. Yine de tecrübeli olduğum için bu konuda, belli etmeden hatta en yakın dostum da dahil bir kişiye bile bahsetmeden hayatımı devam ettirebiliyorum ki bu gerçekten çok zor ama faydalı bir durum ve evet; eskileri ımık değilmiş.

Iğmık olmanın bünyedeki etkilerinden bahsedelim. Bendeki en belirgin özelliği, ne koşul altında olursa olsun, ığmık olduğunuz kişiye dokunamamak. Garip geliyor olabilir yaşamayanlara ama gerçekten çok sinir bozucu bir ımık semptomu bu. Şimdi, kesin sebebini bilememekle birlikte; ya karşı tarafa rahatsızlık verip kendinden soğutma korkusu ("Ya dokunduğumda yanlış anlarsa, bi daha benle görüşmek istemezse?"), ya da tensel temasın oluşturabileceği olası tutkudan korkma gibi iki sebeple ortaya çıkmakta diye düşünüyorum. En gerekli hatta doğal durumlarda bile dokunamama ya da dokunmanın gönülsüz yapılıyor olduğunu belli etmeye çalışma çok komik görüntülere neden olabiliyor. Ne kadar mantıksız olduğunu son derece net biçimde görülebiliyor ama hastalığa ne kadar kapıldıysanız, o kadar çekinik davranıyorsunuz.

Bir diğer belirti de (ki bu belirti kesin bir şekilde ığmık olduğunuz anlamına geliyor, emin olun), ığmık olduğunuzu düşündüğünüz kişiyi hayal ederek mastürbasyon yapamama durumu. Aklınıza o kişi geldiğinde tüm cinsel asayişin berkemal hale gelmesi. Bu benim belirlediğim son semptom. Hiç bir anlamda kıyamama, cinsel görselliği o kişiye yakıştıramama hissi kaplıyor sizi; günah işlemiş gibi hissediyorsunuz. Artı bir bunalım yaratıyor bünyede.

Imık hissinin derinleşmesi, eğer dış görüntünüzü kontrol altına alabiliyorsanız çok korkutmaması gereken bir hal. Yalnız, ne kadar dışarıdan belli olmasın diye uğraşırsanız, o kadar içinizde fırtınalar koparıyor. Başkalarından aldığım duyumlara göre insanın kendisinde genel bir güvensizlik durumu yaratıyormuş ama bende tam tersi söz konusu; ığmık olduğum kişiye kendimi sevdirme anlamında değil tabii ki, ığmık olduğum kişiyi benim kadar kimsenin sevemeyeceğinden emin olma ve o kişi için en doğru, hatta tek doğru olduğumu bilme hali, güven diyerek kastettiğim. Biraz fazla güvenli belki; ama doğru ;)

Optimist düşünenler için gurur okşayacak birkaç şey söyleyebilirim. Eğer size çok yakın biriyse ığmık olduğunuz kişi, emin olun sizi kendisiyle bir kez bile olsa düşünmüştür. Size değer veren biriyse, kendinizi daha ilgi çekici hale getirmeye çalışmak için de kendinizi zorlamaya gerek yok. Tamamiyle kendiniz olmaya devam edin, rahat olun. Eğer yanında kendiniz olamıyor ve rahat hissetmiyorsanız; da bir gün başarır da sizinle bir ımık ilişkisine sürükleyebilirseniz en fazla bir hafta sonra dumura uğrarsınız zaten. Tüm insanlara gösterdiğiniz ilgiyi ona da gösterin; birazcık daha fazlasını.

Iğmık olduğunuz kişiyle ortak noktalarınızı iyi değerlendirmeniz lazım. Niçin ığmık olduğunuzu belirleyin mesela. Aynı zevklere sahip olduğunuzdan mı, çok güzel olduğundan mı, derdinizi anladığından mı... Noktayı belirleyip ona göre hareket edin. Yalnız, burda çok tehlikeli bir durum daha var: Niçin ığmık olduğunu bulamama. Ortak zevk var, ama az. Hayalinizdeki güzelliğe mi sahip? Pek sayılmaz. Derdinizi anlar mı anlamaz mı bilemiyorsunuz bile; çünkü dinlemiyor. İşte bu gerçekten sıkıntılı bir durum zira ben de bu durumun çıkışını bulmaya çalışıyorum. Hele ki sizin de o kişiden başkasını gözünüz görmüyorsa; kendisini rüyalarınızda sadece yatakta değil mutfakta, oturma odasında, balkonda, hatta çocuğunuzu gezdirirken size eşlik ederken görüyorsanız; ve hele hele hele ki hayal ettiğiniz ciddiyet ığmık olduğunuz kişinin yakınından bile geçmiyorsa, Allah hepimize kolaylık versin demekten başka birşey gelmez elden!

Son olarak; bu yazıyı "Acaba nasıl karı kaldırırız, ne yapıp edip de birini yatağa atarız?" diye okuyan varsa, Allah onun belasını versin. Zaten ben burda hiçbir şeyin nasıl yapılacağını anlatmadım; bu sadece fikirlerimi beyan etmek için yazdığım bir yazı. Eğer bu yazı illa ki birileri için yazılmış olacaksa; "Eğer bu dünyadan gittiğimde, ığmık olduğum kişi arkamdan ağlamayacaksa, ne s.kime yaşıyorum ki?" diyecek kadar umutsuzlar için yazılmış olsun. Amin.

1 yorum:

  1. Imık ve ığmık:) Çok güzeldi..Çok içten yazıosn sanki dertleşir gibi..Okurken o kadar zevk aldım ki..Artık takipçinim üstad...;)

    YanıtlaSil